Yalnızlık, herkesin korktuğu bir kelime.

Ama bazen, yalnız kalmak…

En kalabalık odada bile,

Kendinle baş başa kalmak kadar yoğun ve dolu olabiliyor.


Dışarıdan bakıldığında, yalnız insanın kalbi boşmuş gibi görünür.

Ama içten içe, o kalp…

Binlerce hayat yaşar.

Binlerce ses konuşur.

Binlerce anı yankılanır.


Ben, yıllarca yalnızlığı bir ceza gibi düşündüm.

Bir lanet gibi,

“Keşke yanımda biri olsa da bu sessizlik sona erse” diye.

Ama şimdi anlıyorum ki…

Yalnızlık, bana kalbimi tanıma fırsatı verdi.


Her adımda,

Her nefeste,

Kendime daha çok yaklaştım.

Kendi sesimi duymak, başkalarının gürültüsünden daha güçlü çıktı.


Ve garip olan şu ki;

Yalnızken kalabalığım.

Kendi içimdeki milyonlarca düşünce,

Kendi içimdeki yankılar…

Beni hiçbir kalabalık tamamlayamazdı.


İnsanlar, kalabalıklar içinde bile yalnız olabilir.

Yanında yüzlerce insan varken,

Bir tanesinin yokluğunu hissetmek…

Bir sesin eksikliği…

Bir dokunuşun sessizliği,

Bir bakışın uzaklığı…


Bunu hiçbir kalabalık kapatamaz.


Ama yalnızlık öyle değil.

Yalnızlık, kendi içinde bir kalabalıktır.

Kendi içinde bir hayat.


Ben bu kalabalıkta dolaşıyorum şimdi.

Bazen gürültülü, bazen sessiz.

Bazen yalnız, bazen kalabalık.


Ama artık korkmuyorum.

Çünkü öğrendim ki;

Yalnızlık, içimde bir güç.


Bir güç ki,

Kendimi yeniden inşa etmek için en gerekli olan.


Yalnızken daha kalabalığım.

Çünkü artık kendimi dinliyorum.

Kendi hislerimi, kendi korkularımı, kendi umutlarımı.

Onlarla birlikte büyüyorum.

Onlarla birlikte var oluyorum.


Bir zamanlar, kalabalıkların içinde kayboluyordum.

Şimdi, kendi kalabalığımda buluyorum kendimi.


Ve inan bana, bu yolculuk hiç kolay değil.

Bazen çölün ortasında tek başına kalmış gibi hissediyorum.

Bazen fırtınanın ortasında savruluyorum.

Ama en azından biliyorum ki, bu benim yolum.


Kalabalıklar bana yabancı.

Ama yalnızlık…

Yalnızlık bana ev.


Ve artık biliyorum,

Yanında biri olmadan da sevebilirim kendimi.

Yalnızken, en derin kırıklara rağmen,

Kendi kalbimi büyütebilirim.


Belki de bu, gerçek platonik aşkın ta kendisi.

Bir başkasına değil, kendine duyulan aşk.


Çünkü gerçek aşk,

Önce kendini sevmekle başlar.

Ve ben bu yolu yürürken,

Yavaş yavaş öğrendim bunu.


Yalnızken daha kalabalığım.

Çünkü yalnızlık, bana kendimi verdi.


Ve artık biliyorum ki,

İçimdeki kalabalık,

Dışarıdaki sessizliği fethedebilir.