Bazı şeyler var,
Sadece içimizde kalır.
Yazarsın ama gönderemezsin.
Konuşursun ama duyulmazsın.
Uykudan uyanırsın, gece üçte,
Bir ismin boğazına düğümlendiğini hissedersin...
Ve susarsın.
Çünkü artık araman anlamsızdır.
Çünkü “Nasılsın?” demenin hiçbir karşılığı kalmamıştır.
Çünkü her şey cevapsız bir mesaj gibi…
Bir yere gitmez.
Ama silmeye de kıyamazsın.
Bir dönem vardı…
Sana her şeyi yazmak istiyordum.
Günüm nasıl geçti, ne düşündüm, ne hissettim.
Çayım bile ılıkken yazmak istiyordum sana,
“Çayımı seninle içmek isterdim” diye.
Ama sustum.
Yazamadım.
Çünkü yazmak, daha çok acıttı.
Çünkü cevapsız kalacağını bilmek,
Bir insanın içine en çok suskunluğu sokan şey.
Bazı mesajlar yazılmaz.
Bazı kelimeler, kalpte saklanır.
Bazı duygular…
Gönderilmemek için doğmuştur.
Ve sen,
Benim hiçbir zaman gönderemediğim mesajım oldun.
Cevapsız mesajlar gibisin.
Hâlâ telefon rehberimde adın var.
Bazen bir harf yazarken,
Otomatik olarak sen çıkıyorsun.
Ve ben…
O harfi siliyorum.
Bir harf bile insanın içini bu kadar yakabilir mi?
Yakıyor işte.
Çünkü içimizde bitiremediğimiz her şey,
Kendini harf harf hatırlatıyor.
Seninle yaşamadığımız hayatları düşünüyorum bazen.
Gidilmemiş yollar,
Edilmemiş kavgalar,
Susulmamış gerçekler…
Birlikte susabilmeyi isterdim.
Birlikte susup yine de anlaşabilmeyi.
Ama senin sessizliğin,
Benim içime gömülen bir çığlıktı.
Ben susmayı öğrendim,
Sen sustuğun için değil,
Sustuğumda daha az kırıldığım için.
Konuşsam ne olacaktı ki?
Sen hep susmayı seçtin.
Benim kırıldığım yerlerde,
Sen hiç konuşmadın.
Hiç sormadın:
“Ne oldu sana?”
Hiçbir zaman gerçekten merak etmedin içimde neler olduğunu.
Cevapsız kaldı her şey.
O yüzden hep içime anlattım kendimi.
Bir duvara konuşur gibi…
Bir mezar taşına dokunur gibi…
Sen gittin ama ben sana yazmaya devam ettim.
Sen sustun ama ben senin yerinize konuşmaya devam ettim.
Çünkü bazı insanlar gitse bile,
İnsanın içinde kalmaya devam eder.
İşte sen de onlardandın.
Benim içimde kaldın.
Cevapsız bir mesaj gibi,
Silinmeyen bir taslak gibi.
Sana yazdıklarımı silmekten bıktım.
Ama gönderemeyeceğimi de biliyorum.
Çünkü artık sen,
O mesajı okuyacak biri değilsin.
Sen artık…
O mesajın yok saydığı bir sessizliksin.
Ama bu defa,
Kendim için yazıyorum.
Cevap alacağımı bilmeden.
Karşılık beklemeden.
Çünkü bazı mesajlar,
Gidene değil, kalana yazılır.
Ve bazı sevgiler,
Sadece içinde kalsın diye sevilir.
Ben seni hep içimde sevdim.
Ve belki de,
En çok orada kırıldım.